İman

İMAN

İman: Sözlükte inanmak ve tasdik etmek manalarına gelir.

Şeriatta ise; Peygamberimizin (SallAllah-u aleyhi ve sellem) Allah’tan getirdiği bütün meselelere kalp ile tasdik dil ile ikrar etmektir.

İnanç yönünüden insanlar, Mü’min, Kafir, Münafık olmak üzere üç kısma ayrılırlar.

Mümin: Allah’ın varlığı ve birliği başta olmak üzere, Peygamberimiz’e ve onun getirdiği her şeye inanan ve inandığını ikrar eden kimseye denir.

Kafir: İnanmayan ve inanmadığını söyleyen kişiye denir.

Münafık: Kalbi ile inanmayan fakat dili ile inandığını söyleyen kişiye denir.

İmanın sahih ve kabul olması için bir takım şartlar gereklidir bunlar:

Şüphe halinde olmamak, dini hükümlerle alay edip hafife almamak, dalga geçmemek, inkar sözleri ve davranışlarda bulunmamaktır.

İmanın olması için ilk söylenecek söz Kelime-i Şehadettir.

Bu sözü:

Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlüh
(Ben şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur; yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve rasulüdür)

demeyen müslüman olmaz.

 

İmanın şartları 6’dır.

  • Allah’a inanmak
  • Allah’ın meleklerine inanmak
  • Allah’ın kitaplarına inanmak
  • Allah’ın peygamberlerine inanmak
  • Ahiret gününe inanmak
  • Kadere; iyilik ve kötülüğün Allah’ın yaratması ile olduğuna inanmak

Her aklı başında olan insanın yaratıcısını tanımak ve ona inanmak farzdır.

İnsan için evvela kendi varlığından başlayarak kainatın tamamını, göklerde ve yerde var olan şeyleri ibretle büyük bir dikkatle düşünüp incelemesi, bunları yaratan büyük bir gücün olduğunu idrak etmesi için yeter.

Her şeyin yaratılışında büyük bir incelik harikulade bir dengelik vardır. Kulluk görevimizin gereği yaradanımızın varlığı bilmek, sıfatlarını ve isimlerini tanımak ve o şekilde inanmaktır.


Allah birdir. Başlangıcı ve sonu yoktur. Allah yarattıklarında hiç birine benzemez. Allah’a bu şekil inanan gerçek imanın değerini kazanır.

Allah’ın sıfatları 14 tanedir.

Vücud:Var olmak demektir. Allah-u Teala vardır ve sıfatlarıyla muttasıftır. Şu kainatın yaratıcısı vacib-ül vücuddur. Onun var olması zatidir, ezelidir, ebedidir.

Vacibül vücüd olan bir Allah olmasaydı, hiç bir şey olmazdı. Ve Allah için yokluk düşünülemez.

Kıdem:Ezeli olmak. Evveli bulunmamak. Her işin başlangıcı her şeyin evveli vardır. Fakat bu durum Allah için geçerli değildir. Çünkü onun varlığı vacibdir ve kendindendir.


Beka:Allah’u Teâla bakidir. Her var olan şeyin sonu vardır, yalnız Allah’ın varlığının sonu yoktur. Kıdem’i sabit olan her şeyin bekası vacibdir. Varlığının başlangıcı olmadığı gibi nihayeti de yoktur.

Vahdaniyyet:Allah’ın bir olması demektir. Tektir eşi ve benzeri yoktur. Allah birdir doğmamış ve doğrulmamıştır. Eşi, ortağı, benzeri yoktur. Akıl ile düşünen insan bunu bilir ve anlar.

Allah’ın birliğiyle beraber rızık verenin o olduğuna, öldürenin ve dirilteninde o olduğuna inanmak lazımdır. Ondan başkasına tapınmak, ilah tutup boyun eğmek küfürdür.

Muhalefetün lil havadis:Allah’u Teâla gördüklerimizden, hatırımıza gelecek şeylerden ne zatı nede sıfatları bakımından hiç birine benzemez.

O, her şeyden başkadır. Bizim hatırımıza gelecek olan şeyler mümkündür, sonradan yaratılmış tır yok olmaya mahkumdur. Bundan dolayı zatı ve sıfatları bakımından hiç bir şeye benzememek Allah’ın zati sıfatlarındandır.
Kıyam bi nefsihi:Allah’ın varlığı kendindendir. Varlığı için başka bir şeye muhtaç değildir. Zamandan, mekandan, yönden beridir. Ne zamana ne de bir yardımcıya muhtaç değildir bilakis alemde ki her şey ona muhtaçtır.Hayat:Diri olmak. Allah ebedi bir hayat ile diridir. O Yegane ölmeyen diridir.

İlim:Allah her şeyi bilir. O, olmuşu, olanı, olacağı her şeyiyle bilir. Onun için hiç bir şey gizli kalmaz. Onun ilmi bütün alemi kuşatmıştır.

Semi:İşitmek. Allah her şeyi işitir. Ona uzaklık engel değildir. O uzak bir yerde yürüyen karıncanın ayak sesini, bitkilerin zikrini dahi işitir.

Basar:Görmek. Allah her şeyi görür. Karanlık ona tesir etmez.

İrade:Dilemek. Allah diler, dilediğini yapar ona kimse karışamaz niye böyle yapmış neden böyle yaratmış diye soramaz. Dünyada olan her şey onun dilemesi ile olmuştur. O dilemese bir yaprak bile kıpırdamaz.

Kudret:Gücü yetmek. Güç Allah’ındır. Onun sonsuz gücü her şeye yeter. Onun gücünün en büyük örneği, yerleri, gökleri, dağları, taşları yoktan var etmesidir.

Kelam:Söylemek. Onun sözü Kur’an-ı Kerimdir.

Tekvin:Yaratmak demektir. Onun ol demesiyle her şey olur. Kainatta her şeyi yaratan odur.

Tekvin sıfatının kolları:

İhya:Diriltmek. Allah dileğini anında diriltir.

İmate:Öldürmek. Allah dilediği an dilediğini öldürürür.

Tahlik:Yaratmak. Allahın ol demesi ile her şey anın oluverir.

Terzık:Rızıklandırmak. Rızkı veren ancak Allah’dır.

Meleklere İman


Melekler nurani varlıklar olup tamamen Allah’ın emri üzere hareket ederler. Onlar yemezler, içmezler, evlenmezler, günah işlemezler.


Melekler var olup görünmeyen varlıklardır. İnsan aklını, ruhunu, havayı, rüzgârı göremediği gibi melekleri de göremez.


Her meleğin kendine ait işi vardır. Bazısı daima Allah’ı zikr ederler. Bazıları insanları tehlikelerden korur, dar zamanlarında müminlere yardım ederler.

Meleklerin büyükleri denilen dört büyük melek vardır bunlar görevleriyle birlikte şunlardır.

Cebrail: Meleklerin en büyüğüdür. Görevi ise Allah ile Peygamberleri arasında elçilik yapmaktır. Kur’an-ı Kerimi Peygamberimize o getirmiştir.

Mikail: Tabiatla ilgilenir. Yağmurların yağması, rüzgârın esmesi, ekinlerin bitmesi ile görevlidir.

İsrafil: Sura üfürmekle vazifelidir. Üfürdüğü an dünya hayatı bitecek ahiret hayatı başlayacaktır.

Azrail: Ömrü sona erenlerin canını almakla vazifelidir.

Bu meleklerden başka birde Kiramen Katibin dediğimiz iki melek daha vardır ki bunlardan biri sağ yanımızda bir diğeri ise sol yanımızda bulunur ve sağ taraftaki işlediğimiz iyi amelleri sol taraftaki de işlediğimiz kötü işleri yazar. Bu yazılan deftere amel defteri adı verilir.

Münker ve Nekir adında iki melek daha vardır ki bunlar kabirde insanlara soru sormakla görevlidir.


Kitaplara İman

Kitaplar Peygamberlere vahiy yoluyla gelir.


Vahiy: Sözlükte kelam, ilham, bir şeyi harf harf bildirmek manalarına gelir.

Şeriatta ise; Allah, dilediği hükümleri Peygamberine vahiy, rüya, ilham veya melek vasıtasıyla bildirmesidir.

Kitaplar ilahi emirleri, yasakları bildirir. İnsanlara Cennet yolunu gösterir ve onları kötülükten men eder. Adem Aleyhisselam’dan Peygamberimiz (SallAllah-u aleyhi vesellem)e kadar gelen bütün peygamberlere gönderilen kitaplara inanmak iman etmenin şartlarındandır. Bu kitapların dördü büyük kitap yüzü ise suhuftur. Toplam 104 tanedir.

Tevrat: Musa Aleyhisselam’a

Zebur: Davud Aleyhissealm’a

İncil: İsa Aleyhisselam’a

Kuranı Kerim: Reygamberimiz Muhammed (SallAllah-u aleyhi vesellem) e indirilmiştir. Bunlar dört büyük kitaptır. Suhuf olanlar ise:

10 sahife Adem Aleyhisselam’a

50 sahife Şit Aleyhisselam’a

30 sahife İdris Aleyhisselam’a

10 sahifede İbrahim Aleyhisselam’a gönderilmiştir.

Kuranı Kerim

Kuranı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayında, pazartesi gecesi, Hira dağındaki, Hira isimli mağarada nazil olmaya başlamıştır.

İlk inen ayetler, Alak süresinin ilk beş ayetidir. Kura’nın en son inen ayeti ise Bakara süresinin 281. Ayetidir.

Kur’an zulmet içinde boğulan insanlığa birlik ve beraberliği getirmiş, gönülleri huzura, vicdanları rahata kavuşturmuştur. İnsanlara şeref kazandırmış, mutlu bir hayat yaşamayı öğretmiştir.

Hükümleri her asırda geçerlidir. Onun bir harfini bile hiç kimsenin değiştirmeye gücü yetmeyecektir. O öyle muazzam bir kitaptır ki kendinden önceki kitapları içine alıp insanlığa saadet yollarını açmıştır.

Kuranı Kerimin, değişmeyecek tek kitap olması, kıyamete kadar geçerli olan son kitap olma sı, bütün alemlere gönderilmiş olması onun başlıca özelliklerindendir.

Kuran parça parça indirilmiş ve o şekil ezberlenmiştir. Peygamberimizin vefatından sonra halife olan Hazreti Ebu Bekir’in emriyle Zeyd bin Sabit onu bir araya getirmiştir.

Kuran çok şerefli bir kitaptır. O’na hürmet etmek, sevgi ve saygı göstermek her müslümana borçtur. O kendisine hürmet edene, emirlerini tutana yarın ahirette şefaatçi olacaktır.

Peygamberlere iman

Peygamberler, Allah tarafından seçilen temiz, dürüst, asil ve zeki insanlardır.

Onlar, Allahtan aldıkları emirleri hiç çekinmeden, usanmadan insanlara bildirirler.

Peygamberler olmasa insanlar nasıl ibadet edeceklerini bilemezler. Bu yüzden Allah onlara kendi içlerinde peygamber göndermiş ve onları mucizelerle kuvvetlendirmiştir.

İlk Peygamber, ilk insan olan Adem Aleyhisselam’dır. Son Peygamberde Muhammed (SallAllah-u aleyhi vesellem) dir.


Gönderilen peygamberlerin sayısı belli değildir fakat Kuran’da 28 peygamber zikr edilmiştir. Bunlar şunlardır:

Adem Aleyhisselam, İdris Aleyhisselam, Nuh Aleyhisselam, Hud Aleyhisselam, Salih Aleyhisselam, Lut Aleyhisselam, İbrahim Aleyhisselam, İsmail Aleyhisselam, İshak Aleyhisselam, Yakup Aleyhisselam, Yusuf Aleyhisselam, Şuayb Aleyhis selam, Musa Aleyhisselam, Harun Aleyhisselam, Davud Aleyhisselam, Süleyman Aleyhisselam, İlyas Aleyhisselam, Elyesa Aleyhisselam, Zekeriy ya Aleyhisselam, Yahya Aleyhisselam, İsa Aleyhis selam, Muhammed SallAllah-u aleyhi vesellem.

Diğer üç isim ki bunlar Üzeyr, Lokman, Zülkarneyn’dir. Fakat bunların peygamber mi veli mi oldukları belli değildir.


Peygamberler bizim gibi insanlardır. Onlarda her beşer gibi yer, içer, uyur, acıkır, susar.


Peygamberler güzel ahlak sahibi olan, temiz kalpli, kötülük düşünmeyen kişilerdir. Onlar son derece temiz ve asil bir soydan gelirler.


Allah gönderdiği peygamberlerine birde mucize vermiştir ki bu mucizeler o Peygamberin peygamber olduğunun isbatı içindir.


Veli kullarında gösterdikleri olağanüstü şeylere de keramet denir.

Peygamberimizin mucizelerinden en büyüğü Kur’an-ı Kerim’dir. Devamla; Miraç (göğe yükselme) mucizesi, ayı eli ile ikiye yarma olayı ve geçmişten ve gelecekten verdiği her haber. Bunlar peygamberimizin mucizelerinden bir kaçıdır.


Bizim Peygamberimizin diğer peygamberlerden özelliği:

Peygamberimizin İnsanlara ve cinlere gönderilmesi, yeryüzünün kendisine mescid kılınması, savaşta düşman tarafından bırakılan ganimet adı verilen malın peygamberimize helal olması, gönderilen peygamberlerin en sonuncusu olması, ağaçların ve yaşların kendisine selam vermesi ve daha nice şeyler onun özel olmasıdır.

Ahiret gününe İman
Ahiret günü; bu dünya hayatının bitip her canlının yaptıklarından hesap vermek için tekrar diriltileceği gündür. O günde ameller tartılacak, sırat köprüsü kurulacak, amel defterleri verilecek, iyilik yapan mükafatlandırılacak, kötülük ya panda cezasını bulacaktır. Bu durumda iyiler cennette, kötüler cehenneme girecektir.

Ahiret gününü inkar eden iman şartlarından birini inkar ettiği için kafir olur.

Kaza ve Kadere İman
Allah’ın ezelden ebede kadar, olmuş ve olacak olan şeylerin hepsini takdir etmesine kader denir.

Kaza ise, Allah tarafından ezelde bilinen ve takdir edilen şeylerin zamanı gelince ezeldekine uygun olarak gerçekleşmesine denir.

İmanın şartları âmentü ibaresinde toplanmıştır.


Amentü şudur.

Manası:

Ben Allah-u Teâla’ya, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kadere; yani iyilik ve kötülüğün, Allahın yaratması ile olduğunu inandım.

Öldükten sonra dirilmek haktır ben şahidlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şahitlik ederim ki Hazreti Muhammed onun kulu ve Peygamberidir.

İbadet nedir?

İbadet, Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmaktır.

İbadet beden ile yapılır ki bunlar, namaz kılmak, oruç tutmaktır. Mal ile yapılan ibadetler ise zekat vermek ve kurban kesmektir. Hem mal hem de beden ile yapılan ibadetler vardır. Hac’da böyle bir ibadettir.

Yapılan ibadetler yalnız Allah içindir. Allah rızası gözetilmeyen bir ibadetten hiç bir sevap hasıl olmaz. İbadetler ruhumuzun gıdasıdır.
 
 
Bugün 8 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol